Dün Adana "mavi" bir sabaha uyandı. Her şey maviydi dün Adana'da, yollar, sokaklar, kaldırımlar, uçan kuşlar, çocuklar, genç kızlar, koca koca adamlar. Her şey maviye kesilmişti. Bir mavi sabaha uyandık, biz de maviydik, her şey maviydi. Bir de lacivertti, maviye yakışan, yanına soylu bir şekilde duran. Mavi ve lacivert.
Sabah bu mavi düş her yere yayılmıştı. Kolay değil bir Adana derbisi vardı, bir yanda taraftarı ile milyonların sevgilisi olmuş mavi, masmavi Demirspor'umuz, diğer yanda Adanaspor Anonim Şirketi.
Sabah erkenden yola koyulduk, stad etrafı maça henüz 10 saat varken tıklım tıklımdı. İnsanlar besbelli acaba bilet bulur muyum kaygısıyla uyanmıştı, kime baksam bir telaş bir kaygı... Bu güzel çocuklar, bu mavi masmavi düşlerden uyanan bu çocuklar, hepsi buldular biletlerini, erkenden geldiler stada, kuyruk oldular, tabii bulacaklar. Bulacaklar ya, zaman geçtikçe stad etrafı da ana baba günü oldu. Stad etrafına konuşlanmış, dürümcüler, ayrancılar, şalgamcılar bayram etti. Yüzleri güldü. Şehrin asi çocukları şarkılar söylemeye başladı, tezahüratlar her tarafta bir mavi, bir cümbüş, bir bayram havası.
Maça 2 saat kala stada girdik. Öyle stada girdik diye geçiştirmeme bakmayın, bir sıra vardı ki sormayın gitsin. Nah buradan taa nerelere yol olur. Öyle bir sıra ki bu, sorma gitsin. Uzun, upuzun, dallanan budaklanan, kaynak yapılan, U şeklini alan, bir türlü bitmeyen bir sıra. Bizde bekledik, uzun uzun ayakta bekledik ve stada girdik.
Dışarıdaki kalabalık stada akmaya başladı. Yavaş yavaş doldu stad. Bir insan seli akmaya başladı içeri doğru, insanlar girdikçe stada bir mutlu bir mutlu... Koca stad doldu taştı, maviye büründü, şarkılar, türküler, tezahüratlar ile maça yavaş yavaş hazırlamaya başladık kendimizi.
Demirspor'umuz, sağolsun o güzel futbolcular, sağolsun o hünerli ayaklar bizi utandırmadı. Maça müthiş başladık, üst üste bulduğumuz goller, hele o Erçağ'ın golü, şimdi kaç çocuğun rüyasını süsledi o gol Allah bilir, o nasıl bir goldü öyle, adeta bir füze, bir teknik, zeka ürünüydü. Müthiş, tek kelimeyle müthiş bir goldü. Yıllar geçer, o golü gören, hele hele o golü canlı canlı gören kimse unutamaz o golü, öyle bir goldü. Rakibin eminim kabusu olmuştur o gol. Allah'ım Allah'ım evlerden ıraklardan uzak. O nasıl bir goldü öyle? Mavi masmavi goldü. Gol bile maviydi. İlk yarı 4-0 üstünlüğümüz ile bitti, ezici, insanı mutlu eden bir skordu ve şehrin asi çocukları bir dakika bile susmuyordu.
İkinci yarı Adanaspor Anonim Şirketi 2 gol buldu. Buldu ya, bulsun ne olacak. Maç bizimdi zaten, rahattık, mis gibi keyfini çıkarıyorduk bu güzel sonucun, şarkılarımız, türkülerimiz, o destansı duruşumuz hiç bitmiyordu. Bitmeyecekti de...
Maç bitince sokaklara doldu mavi çocuklar. Gazipaşa'da belki de hayatta ilk defa birbirini görmüş olan insanlar halay çekti, kornalara basıldı, konvoylar yapıldı, şehir hâlâ maviydi, gündüz nasıl maviyse gece de maviydi bu şehir.
Eve giderken neredeyse gün boyunca ayakta durmanın bir yorgunluğu olsa da üzerimizde mavi bir düşün içerisinde lacivert bir gölgede doyasıya eğlenip, "Adana Demirspor'ludur" söylememizin ne kadar haklı olduğunu tüm ülkeye göstermenin ve Adanaspor A.Ş'yi yenmenin güzelliği vardı üzerimizde...
Şehrin asi çocukları o tatlı yorgunlukla mavi bir düşe uyudular.
Sabah gene şehir mavi bir şehir olacaktı...
Mavi...
Masmavi...
Not: Bu yazı aynı zamanda http://www.demirsporplatformu.com/yazarlar/adanaspor-anonim-sirketi-maci.html adresinde de yayımlanmıştır.