7 Eylül 2012 Cuma

Günümüzde Futbol

Futbol bugün Dünya'da en çok takip edilen spor. Futbolu bu kadar çok takip edilir kılan ne peki; diğer spor dallarından olan bir sırıkla atlama,  okçuluk, yelkencilik neden futbol kadar ilgi görmüyor?

Aslında bu tarz soruları çoğaltabiliriz. Buna verilebilecek en iyi cevap kanımca futbolun aslında hayatımıza çok fazla benziyor olmasıdır. Öyle ki futbolda hayatta olduğu gibi başınıza ne geleceği asla belli değildir, gol de atabilirsiniz gol de yiyebilirsiniz, kırmızı kart görüp oyundan atılabilirsiniz (ölüm).

  Futbol doksan dakika bir oyundur, istisnaları olmakla birlikte belirli bir zaman diliminde oyun oynanır ve biter. Hayatta öyledir. Günümüzde ortalama insanların yaşam süresi belli, oynuyoruz ve bir şekilde bu oyun bitecek bunu da biliyoruz. Yeri geliyor sakatlanıyoruz, düşüyoruz, kalkıyoruz.

Hayatta şans faktörü çok önemlidir. Tesadüfler hayatımıza kabul etsek de etmesek de yön verir. Futbol içinde şans faktörünü yadsıyamayız.  Yaşam içerisinde her daim "iyi" olanlar kazanmadığı gibi futbolda da her daim "iyi" olanlar kazanmaz. İyi olmak kazanmak için yeterli değildir ikisinde de... Bazen kötü olmana rağmen kazanırsın. Bazen çok iyi olmana rağmen kaybedersin.

Tüm bunlar aslında futbolun amatör ruhunu besleyen şeyler. Futbolla hayatın benzerlikler göstermesi, futbola olan ilgiyi her daim diri tutuyor. Gün boyunca akşama kadar demir döven bir demirci ustası tribünlerde atkısını boynuna doladığı takımı kazanınca yaşamın tüm ağırlığını üzerinden atıyor. Keyifleniyor, heyecanlanıyor, hüzünleniyor, kazanıyor,  kaybediyor. Yaşama dair nice duyguları yüreğinde hissediyor.

Peki ya amatör ruhu kaybedince ne oluyor?

Futbol çirkinleşmeye başlıyor.

Futbol Dünya'da neredeyse her yerde bir pazarı ekonomisi olan bir spor.

Modern futbol da bu gerçeğe göre şekilleniyor. Futbol sektörleşince, şirketler, reklamlar futbola daha çok hakim oluyor. Taraftarlar taraftar değil de "müşteri" olarak algılanıyor. Bu noktada futbol ile hayatın benzerliği birbirini kaybediyor zira futbol samimiyetiyle beraber heyecanını yitiriyor bu noktadan sonra... Akşam maça giden demirci ustası sahada oynanan oyunun gerçekten de oyun olduğundan şüphe etmeye başlıyor, futbol bir oyun değil de rant aracı hâlini alıyor. Böyle olunca taraftar kendisini taraftar gibi hissedemiyor çünkü aklına hemen kendisinin orada olmasının aslında tamamen "maddi bir değer" ifade ettiğini düşünüyor. Bu da futbolun tüm o albenisini yitirmesini, çirkinleşmesine neden oluyor.

Velhasıl-ı kelam futbol hayata benzediği için amatörlükten beslenen bir spordur. Futbolun amatör ruhunu içerisinden alın tüm o heyecanı kaybolur. Yerine reklam bombardımanları, cebini doldurmayı bekleyen bir takım insanlar gelir. Çirkinleşir bu güzel spor.


Bu yüzden yaşasın amatör futbol diyorum. Yaşasın amatör ruhlu takımlar. Yaşasın amatör ruhlu "gerçek" taraftarlar.

Yaşasın demirci ustaları...