24 Haziran 2012 Pazar

SAVAŞA HAYIR

 Geçen cuma Türkiye'ye ait olan jet Suriye hava sahasına girdiği için düşürüldü. Bizim jetimizin orada ne işi vardı? Suriye gibi kaosun içinde olan bir ülkede ne geziyordu o jet?  Jet nasıl düşürüldü? Bu ve buna benzer sorular kafamıza aklımıza geldi bir an, henüz bu soruların cevabını bilmiyoruz. Bu soruları soruyoruz çünkü 1. Dünya savaşının hangi sudan sebeplerle çıktığını biz değil tarih yazıyor, gene Osmanlı Devletinin niçin savaşa girdiği de aynı sudan sebepten ötürü olduğu için bu sorular daha bir anlamlı oluyor.


 Yazılıp çizilenlere bakıyorum, savaş çığırtkanlığı yapan insanları görünce midem bulanıyor.  Bir şeylere ortam hazırlamak için o jetin düşürüldüğünü tarihin yazmayacağını kimse garanti edemez. Türkiye politik olarak yalnızlaştırılmıştır. Henüz kendi ülkesinde "düşük yoğunluklu" bir savaş sürerken, neredeyse her gün bir şehit haberi gelirken,  Türkiye'nin Suriye ile savaşa girmesi demek her açıdan bir felaket olur.



 Savaş gencecik insanların ölmesi demektir. Silah demektir, kan demektir. Güzel olana ait olan ne varsa hepsinin bir çırpıda silinip atılması, gözyaşının akması silahların konuşması demektir. Adına siyaset denilen uğraş savaşın çıkmaması için vardır. Türkiye tüm politik hamlelerini ortaya koymalıdır.



Evet Türkiye'nin gururu incinmiştir. Ama bu insanların ölmesi için bahane olamaz. Olmamalıdır.



Savaşa hayır! Silaha hayır!


----
Şair ceketli çocuk... Beni radyasyon değil, Türkiye'deki sistem kanser etti! diyen Kazım Koyuncu yaşasaydı onunla beraber SAVAŞA HAYIR derdik şimdi... 25 Haziran 2005 günü yani tam 7 yıl önce vefat etti bu güzel insan... Şimdi savaş çığırtkanlığı yapan ağzı salyalı, yüreği pis ünlüleri gördükçe seni daha bir iyi anlıyoruz güzel insan. Unutulmadın!..