31 Mart 2013 Pazar

Çocuk ve Demiryolu

Çocukken tren yoluna yakın bir yerde evimiz vardı. Arkadaşlarımla tren yolunda oyunlar oynardık. Bazen raylara madeni para, çivi koyar, trenin onları dümdüz etmesini beklerdik. Bundan müthiş bir haz duyardık. Sonra büyüdük, hayat tüm o demiryolu çocuklarını bir yerlere savurdu. Oyun oynamayı bıraktık. Rayların üzerine madeni para, çivi koyup bundan haz duymayı unuttuk. Büyüdük işte; zaten bir zamanlar zevkle yaptığımız şeyler artık bize bir zevk vermiyorsa büyümüşüz demektir. Büyüdükçe insanları gördüm, çocukken anlayamadığım, algılayamadığım şeyleri algılar oldum. İnsanların ne kadar bencil, korkak olduklarını gördüm. Şimdi diyorum ki: Keşke hep o rayların üzerine koyduğu madeni paranın, çivinin tren tarafından dümdüz edilmesini bekleyen çocuk olarak kalsaydım. İnsanların bu kadar bencil, bu kadar korkak olduğunu hiç bilmeyen o çocuk olarak kalsaydım. Hayat bizi keşke hiç savurmasaydı.