Diyorlar
ki: Neşet Ertaş öldü.
Diyorum
ki: Neşet Ertaş ölmez.
Bu
toprakların son efsanelerinden biri olan Neşet Ertaş için öldü diyorlar. Şimdi
o bağlamalar öksüz kaldı, o sesler, o sözler, o söyleyişler, o türküler öksüz
kaldı. Koca bir aşıklar ordusu, Abdallar, aşıklar, turnalar, dağlar, çiçekler,
böcekler, kelebekler, kirpiler, arılar, kartallar kadim Anadolu’ya ait olan ne
varsa şimdi öksüz kaldı. Bu coğrafya bir sesini kaybetti. Bu coğrafya büyük bir
efsanesini yitirdi.
Tekmil
bağlamalar her şeye küsecek şimdi. Onlar bugün küskün olacak herkese. Kolay mı?
Her şeylerini, Neşet Ertaş’larını
kaybettiler çünkü.
Diyorum
ki: Neşet Ertaş ölmez.
O
sözler, o bağlamadan çıkan sesler ölmez. Neşet Ertaş ölmez. Herkes ölür, sen ölürsün, ben ölürüm, biz
ölürüz, Neşet Ertaş ölmez.
Bir
türkü ustası, binlerce yıllık sözlerin büyük seslendiricisi, o bağlamalara can
veren bu efsane ölmez.
Herkes
ölür. Sen ölürsün, ben ölürüm, biz ölürüz.
Neşet
Ertaş ölmez.